Eser Sıra Numarası: 230214eser74
MARTININ
ÇIĞLIĞI
Dün
var dediğimiz bir insanın, bugün hayattan kopması gibiydi bazı hayallerimiz.
İşte o an , içimize yerleşen pes etme duygusunu yenemeyeceğimizi sanırdık.Fısıldardı umut bir kere daha dene diye. Şimdi soruyorum umuduma ; bir gün
yitip gider misin arkalarımda? Hayır derdi hep.
Peki ya ben , seni kayıp adreslerde nasıl
bulabilirim? Birdenbire haykırdı öfkeyle. İşte bu haykırış kadar deli bir ses
bulursan eğer ve hayatının devam ettiğini gösteren bir sesse o anla ki beni
buldun. Düşündüm , düşündüm , düşündüm. Anlam verememek beni çıldırtıyordu.
Sahile gitmek beni sakinleştirecekti. Gittim ve etrafta ekmek kırıntısı için
deli gibi çığlık atan martıları gördüm. Hayat savaşını kazanmak içindi bütün bu
çığlıkları. Ve anladım ki onlar bir gün bu sesi kaybederlerse hayatları bitmiş
olacaktı. Eveeet! Dedim. İşte bu! Artık kaygım yoktu. İleride umudumu bulmamı
gerektiren o adresi bulmuştum. Umut bana bir çığlık kadar rahatlatıcı hayat
sunuyordu. Dedim ki kendime , sana kaç darbe vurulursa vurulsun sen yaşadığın
sürece çığlığına yani umuduna sımsıkı sarılacaksın. Geleceğin endişesi bizim
kurguladığımız acıklı senaryolar gibi anlamsızdı. Biz hiç anlamak istemezdik
oysa , onlar gerçek değildi. Ama saklayamazdım sizden bazı şeyleri. Ben kendimi
teselli etme yollarıyla kandırıyorum belki.
Hayaaat! dedim ya bir gün silersen hafızamı, umudun verdiği adresi unutturursan ben o zaman ne yaparım? Hayallerim var benim , gökkuşağını çizdiğim hayat resmim. Ne olur alma benden onları. Karanlıkta kalan küçük bir kız çocuğu olmak zorunda bırakma. Biliyorsun o kız çocuğu bez bebeğini bulmak ve annesini aramak gibi seçimler yapmak zorunda kalır. Bırak hayat , bırak beni koşup yorulan yine ben olacağım zaten. Ben gül kokulu anama sarılayım , bez bebeğim de bana. İnan o zaman hasret sona erdiğinde o yorgunluk yok olacak. Rüyalara daldım yine ben , gelecek masalıydı adı. Küçük çocuğun omzuna ondan büyük yükler yüklemekle gelecek endişesi ile aynı ağırlığı vermez miydi? Henüz erken anlasanıza. O yükü taşımak için çocuğun büyümesi ve endişe kurmayı gerektiren bir ömür verilmesi gerekirdi. İçimde de sırtımda da o ağırlığı taşımayacağım işte.
Hayaaat! dedim ya bir gün silersen hafızamı, umudun verdiği adresi unutturursan ben o zaman ne yaparım? Hayallerim var benim , gökkuşağını çizdiğim hayat resmim. Ne olur alma benden onları. Karanlıkta kalan küçük bir kız çocuğu olmak zorunda bırakma. Biliyorsun o kız çocuğu bez bebeğini bulmak ve annesini aramak gibi seçimler yapmak zorunda kalır. Bırak hayat , bırak beni koşup yorulan yine ben olacağım zaten. Ben gül kokulu anama sarılayım , bez bebeğim de bana. İnan o zaman hasret sona erdiğinde o yorgunluk yok olacak. Rüyalara daldım yine ben , gelecek masalıydı adı. Küçük çocuğun omzuna ondan büyük yükler yüklemekle gelecek endişesi ile aynı ağırlığı vermez miydi? Henüz erken anlasanıza. O yükü taşımak için çocuğun büyümesi ve endişe kurmayı gerektiren bir ömür verilmesi gerekirdi. İçimde de sırtımda da o ağırlığı taşımayacağım işte.
Asıl söylemek istediğimi şöyle özetleyeyim.Geleceğim ve hayallerim yüreğime endişe salsa da,balık yaşamak için çırpınmak
zorunda.