Eser Sıra Numarası: 200214eser22
ENDİŞELENDİĞİN KADAR VARIRSIN HAYATA
Her insan
hayatını endişeler üzerine kurar. Önce hangi okula gideceğim, arkadaşlarımla
iyi geçinebilecek miyim endişeleriyle başlarız asıl hayata…
Bir süre sonra ‘acaba sınavı geçebilir miyim?Ya geçemezsem’ endişeleri kaplar içimizi.Zaman geçtikçe endişelerimiz daha da artar. Okulun biter, iş hayatına başlarsın. Bir iş yerine başvuru yaparsın ama endişeler bırakmaz peşini ‘ya başvurumu kabul etmezlerse’ diye korku doğar içine…
Sonra bir ormana pikniğe gidersin.Dört bir yanını yemyeşil ağaçlar sarmıştır.İçine temiz havayı çekerek yürürsün ormanın derinliklerine doğru…Küçük bir duman çeker dikkatini o dumanın yanına gidersin. Küçücük görünen ama bütün ormanı yakabilecek güce sahip bir sigara izmariti görürsün. Moralin bozulur bir anda hemen başlarsın endişelenmeye ‘ya görmeseydim bunu? Acaba başka var mıdır?’ gibi sorular işgal altına alır aklımızı. Çünkü korku doludur! Başlarsın kendi kendine konuşmaya kaç tane orman yok olmuştur böyle?Ya ülkemiz ağaçsız kalırsa!Temiz hava kaynağımız olmazsa ne yaparız? Diye ülken için sürekli endişelenirsin. Yeşil bir alan gördüğünde o an gelir aklına olabilecek sorunlar film şeridi gibi geçer gözünün önünden. Tam hayatının yoluna girdiğini düşünürken tam tersi olur. Evlenirsin mesela, çocukların olur . Bu sefer kendin için değil çocukların için endişelenirsin. Kimlerle tanışacak, nasıl bir iş sahibi olacak gibi… Sabah güler yüzle yollarsın okuluna ama için endişe doludur.‘Ya başına bir şey gelirse’ diye…
İnsan endişeleriyle yaşar endişeleriyle var olur. Fark etmezsin ama her şeye, her konuya endişelenirsin. Sanki içinde endişelerinden başka bir şey yokmuş gibi davranırsın. Soranlara ‘sana öyle gelmiştir’ cümlesini kurar ve cümleni noktalarsın. Kimseye itiraf edemediğin endişelerini içinde tuttuğun tüm korkularını da alır hayatını bir köşeye oturup izlersin. Sonra bir bakmışsın ki hayatın bir gemi, geminin kaptanı sen, endişelerin bir okyanus… Ve sen o okyanusta kendine bir liman ararken bir ömür bitirmişsin.
Bir süre sonra ‘acaba sınavı geçebilir miyim?Ya geçemezsem’ endişeleri kaplar içimizi.Zaman geçtikçe endişelerimiz daha da artar. Okulun biter, iş hayatına başlarsın. Bir iş yerine başvuru yaparsın ama endişeler bırakmaz peşini ‘ya başvurumu kabul etmezlerse’ diye korku doğar içine…
Sonra bir ormana pikniğe gidersin.Dört bir yanını yemyeşil ağaçlar sarmıştır.İçine temiz havayı çekerek yürürsün ormanın derinliklerine doğru…Küçük bir duman çeker dikkatini o dumanın yanına gidersin. Küçücük görünen ama bütün ormanı yakabilecek güce sahip bir sigara izmariti görürsün. Moralin bozulur bir anda hemen başlarsın endişelenmeye ‘ya görmeseydim bunu? Acaba başka var mıdır?’ gibi sorular işgal altına alır aklımızı. Çünkü korku doludur! Başlarsın kendi kendine konuşmaya kaç tane orman yok olmuştur böyle?Ya ülkemiz ağaçsız kalırsa!Temiz hava kaynağımız olmazsa ne yaparız? Diye ülken için sürekli endişelenirsin. Yeşil bir alan gördüğünde o an gelir aklına olabilecek sorunlar film şeridi gibi geçer gözünün önünden. Tam hayatının yoluna girdiğini düşünürken tam tersi olur. Evlenirsin mesela, çocukların olur . Bu sefer kendin için değil çocukların için endişelenirsin. Kimlerle tanışacak, nasıl bir iş sahibi olacak gibi… Sabah güler yüzle yollarsın okuluna ama için endişe doludur.‘Ya başına bir şey gelirse’ diye…
İnsan endişeleriyle yaşar endişeleriyle var olur. Fark etmezsin ama her şeye, her konuya endişelenirsin. Sanki içinde endişelerinden başka bir şey yokmuş gibi davranırsın. Soranlara ‘sana öyle gelmiştir’ cümlesini kurar ve cümleni noktalarsın. Kimseye itiraf edemediğin endişelerini içinde tuttuğun tüm korkularını da alır hayatını bir köşeye oturup izlersin. Sonra bir bakmışsın ki hayatın bir gemi, geminin kaptanı sen, endişelerin bir okyanus… Ve sen o okyanusta kendine bir liman ararken bir ömür bitirmişsin.
önceki eser / sonraki eser